10/31/2010

02:00

mavi.







bu taraftan lütfen!

run for your life!

10/28/2010

şehre yeni bir kız gelir!

'tüm bu saçmalıklar insanı büyülüyor'


kahvemi hazırlıyorum, az sonra o da tam olucak.. ♪♫♪♫
..
hıh tamamım, şimdi sizinim tamamen.. bugün çalışmadım ben (allah şirketime zeval vermesin) izinliydik hep beraber! mis gibi uyudum öğleye kadar.. güzel bi kahvaltı.. 3 gün olmasına rağmen çok uzun geçen bir hafta.. stres; işten çıkmalar, iş yerinde karışık "değişimler".. neyse bi kısmını kapadık.. bakalım önümüzdeki günler daha nelere gebe.. falan filan..

son zamanlarda tespitlerde bulunuyorum kendimle ilgili (sık sık yaptığım gibi)  pek yoluna girmeyen (belki biraz da girmesini istemediğim) başlıklar var hayatımda; tabi en önde aşk var.. aşk için karar verdim aslında o yoluna girmeyen hali bana iyi geliyor bu dönem.. ("bu dönem" açıklaması çok göreceli..) aslında hazırım keyifli şeylere ama herkesi anlamaya çalışmak istemiyorum.. anlamaya çalışmadan gelişsin istiyorum (böyle bişi yok genellikle-siz söylemeden ben söyliim-biliyorum tabii ki..). aslında bence tam olarak ortaya koyuyorum kendimi, ama anlaşılmaz olduğum savunuluyo.. kimbilir belki de genelde yaptığım gibi üstü kapalı anlaşılmayı bekliyorumdur..

şu sosyal paylaşımlar.. yakınlaştırır gibi gözükse de uzaklaştırıyor bizi.. ilgi istiyor arıyoruz hepimiz, ama yanlış yerlerde..

öyle çok alıştık ki internet denen (burda kastım o kadar basit değil tabiiiiki) şu illete.. sosyal paylaşım kaçtı hepimizin içine.. ben de dahilim evet bunlara; neresine ne kadar dahil olduğumu kestiremesem de.. şu metropol hayatındaki yalnızlıkları yok etme yöntemleri bunlar aslında..  sen, ben - herkimse başrol oyuncuları (asıl benden beklediğin diyelim) özeni ilgiyi alakayı zaten buralardan birşekilde alırsan bana gerek kalıyor mu, hissediyor musun eksikliğimi merak ediyorum?!.. yada ben beni merak edenler,  (evet üzgünüm sen onlardan biri olamıyorsun bazen) beni dinleyenler, derdimi aylayanlar, derdini anlatanlar yada bazen tatlı bir şekilde popomu kaldıranlarla iletişimde olduktan sonra sana ihtiyaç duymazsam napıcaz bu işi, nereye çıkacak ucu?! (sosyal çevre cabası!)

(sebep ne sensin ne ben..)

böyle..

bugün dinlenicem sadece.. akşam belki eğlenceli bir serüven yaratırım kendime.. (tabii cesaretin varsa lady? -yok aslında ama dur bakalım)

sevmiyo bu hatun soğukları.. battaniyemi çıkardım.. kahve- battaniye ikilisi kavuştu sonunda.. ama tam huzurlu olamıyo hala kahvesi elinde battaniyesinin altında..
.......

müsaitseniz size aşık olabilir miyim?

10/27/2010

bu benimki, sizinki hangi kedi?


10/26/2010

                               i




                                                          am






                        ok!



the




                                                      world





                                                   is



           strange




.

ya rüyalar geri gelirse?

o zaman sonu değişir mi?

10/22/2010

something stupid!


10/21/2010

20bir

bambaşka birşey yazacaktım ama iki dakika önce benim de yorum yazdığım bir post a gelen başka bir yorumdan sonra uçtu gitti aklımdakiler..

ısrarla talepte bulunup onu elde edenler var ya hani (elde etmese bile talep etmekten hiç çekinmeyenler).. işte onlarla ilgili.. konu mu ne; hayranım onlara.. konu o!

biz annelerimizden öyle görmedik; "yetinmeyi bilmelisiniz" cümleleri işledi damarlarımıza.. aklımız ermeye başladığından bu yana hep gerçekleşme ihtimali olan taleplerimiz oldu.. niye çoğul yazıyosam.. kendimi anlatıyorum tabi, kimi anlatıcam başka.. belki birkaç yakın arkadaşımı, o kadar..

ama istemeyi bilmek lazım.. bilmiyorsan öğrenmek..
bu bir zincir..
korkma lady'm; istemek olmasını şart koşmuyor nasılsa!
kolaylaştırır bile belki, kimbilir!
............
sıkıldım tempomdan.
acaba bu tarihlerde tatil yapabilir miyim diye düşünüyorum.. ne biliim yakın bi yer belki.. hatta belki izin bile almaksızın (daha kaç gün iznin var bak, turşusunu mu kurcaksın al işte! / alabilsem.. )
bir de huzurlu olmak lazım gidilenle; huzur vermeli.
gülebilmeli..
susabilmeli.

10/20/2010

..
"kaç söz kurtarır,
nefessiz kaç kulaç çıkarır beni sana?"
..

10/19/2010

u must be a limousine!

hahaha, süper ya! bu ne şimdi :)

bu ara deli gibi prince dinliyorum ben! hatta babylon'da oldies de prince akşamı olsa da gitsem diyorum.. yanlış işte çalışıyorum.. benim gibi hisseden var mı? yani bunu yeni keşfetmedim tabi.. çok oldu.. daha müzik dolu görsel birşeyle ilgilenmeliydim.. ne alaka mı, bağladım işte ben kafamda bişilerle! he deyin geçin, sormayın canım siz de herşeyi! :)

u must be kidding me, what a ride!

delirmiş bu kız diyen kaç kişi var, çekinmeyin söyleyin. üzülmem. ama yapçak bişi yok malzeme bu!

all i wanna do is wrong!

allah gecinden versin, adamcaazın ömrüyle bi alıp veremediğim yok ama bence öldüğünde anlaşılcak bu adam! daha biz lisedeydik ama bu müzikleri yapıyodu - iyi bişi dedim!.. (şimdi bi b.k yapmıyo galiba ama olsun yapmış zamanında.)

hiç bilmiyosunuz di mi neden bahsettiğimi? kaç kişi tanımıyo bile itiraf edin?! (çıtırsınız işte siz tanımayanlar, bilin) aman yok aramayın google da bu saatten sonra! sizin ağzınızda bendeki güzel tadı bırakmicak nasılsa!

23 positions in a 1 night stand!

öle bişi yani!

10/18/2010

onyediden onsekize sarkanlar


10/17/2010

söylemiş miydim?



10/16/2010

saturday night fever!

sıkıldım blog.

aslında yapılsa iyi olacak, hayatımı kolaylaştırcak büsürü işim var. ama canım hiç birini yapmak istemiyor. büsürü kitap aldım. yanıbaşımda duruyorlar hiç birinin kapağını kaldıramıyorum. hayır işin garip tarafı bunlara engel hiçbirşey yapmıyor olmam..

azıcık kıvrılmıştım uyumuşum, e uykuyu mahfettik demektir bu.. gece geçmez anlayacağın. dıptıs bir organizasyon için dışarı çıkasım da yok. taşınsam mı acaba, sıkılınca sahile gidip yürüyebileceğim bi yere mesela! (tabi lafta bu ama olsun).

sıkıca sarınıp battaniyeye oturasım müzik dinleyesim denize bakasım (karanlıkta gözüktüğü kadarıyla) var! yanında sohbet, bi de kahve olsa sıcacık..

hüzün

insanlar hüzün okumayı seviyorlar..

sanki nerde bi mutsuzluk var onu kendilerine yakın hissediyorlar diye düşünüyorum. öyle travmatik şeyler değil kastettiğim (apayrı şeyler onlar! eksik kalsınlar!).. galiba en çok ilişkilerdeki hüzünleri okumayı seviyorlar!.. mesela;  ayrılık acısı nasıl atlatılır.. beni niye sevmiyor.. nerde hata yaptım..  galiba herkes diğerinin yazdıklarından birşey çıkarmaya çalışıyor.. bi de yalnızlığını, hüznünü yok etme(sayma) süreci bu..

hüzün okumayı seviyor muyum.. pek sevmiyorum ben.. ama yazıyorum ucundan.. genelde modum düşükken (15 dak bile sürse bu..) yazıyorum ben.. ve galiba (çoğunlukla) hüzün halinde olduğumu düşündürüyorum okuyanlara.. insan çok mutlu olduğu zamanlarda (en azından bu insan öyle) anı yaşamayı seçiyor.. ama kırgınlıkları, kalp kırıklıkları, hayat şartları vs. düşünceler ve kelimeler yumağı olarak çıkıyorlar.. dökülüveriyorlar buraya..

benim daha pek yeni haberdar olduğum bir hizmeti var(mış) sayfalarımızın -pek sevgili bir bloggerdan öğrendiğim, istatistikler..(çok kendime yazıyorum, onu bile farketmemişim uzuuun zaman)  ne kadar doğru verilerdir bilmiyorum.. çok ta önemli değil..(ama doğruysa eğer) başlığı üzgün surat olan bişi yazmışım.. inanılmaz ama o yazı hemen hergün tıklanıyor.. (acaba sen bu yazıyı da başlığından dolayı tıklamış olabilir misin?)

ben en kısa sürede başlığı "gülücük" olan bir yazı yazıp tıklanma rekoru kıracağım.. haberiniz olsun :)

güzel bi cumartesi olsun..
öpüldünüz..

just 'smell' all the time!

yanımdaydın ya.
          öylece uyuduk.
...ve rüyamda seni gördüm.
                   gözümü açtığımda yine seni..

hiç ayrı kalmicak gibi (öyle çok isterdim ki).
          zor oldu (bu kez).
istemedim
                yanından ayrılmayı.
o yastık,
             kokun sana bağladı beni (yine).
sarılman(m)
gözünü açıp öpmelerin
                                            hiç bitmesin istedim.
bi de
    kokun gitsin istemedim
                                    hiç.

gitti.

10/14/2010

karar aşaması: ta ta ta taaaaam!

kararım kesin;

evimin kadını olmak istiyorum!

kabul ev işleriyle aram pek yok ama olsun, alışırım. yemek te yapabiliyorum isteyince güzel güzel. ne işim var ofiste sabahtan akşama! bi de çocuk yaparım sevdiğim adamdan. sevdim mi tam severim (höööytt!). sarışın bir kızım olabilir bak. renkli gözlü. mutlu eder beni. güzel bir anne olur benden, her anlamada (hehehe accık ukalalık)!

pembe panjur istemem. sağlık, huzur ve (e tabii) sevgi kafi, gerisi gelir!


* bu post 24 saat içinde kendini yok  e d e b i l i r / ofis başıma vurdu galiba!

10/13/2010

onüç / uğursuz mu şimdi onüç / yok öle diil o, yanlış biliyosun sen!

yahu kuzum siz yetişebiliyor musunuz?

"şuna", "buna" dememe gerek yok "herşey" söz konusu olan! bak şimdi geldim eve ama pestil gibiyim hiç birşey (cacık hehehe) olmaz benden bu gece! öle mal mal otururum artık! işte nette bişiler yaparım, tv'de biraz.. geçer gece..düşünüyorum şimdi bir çocuğum olsa (bir çocuk! fazlasını hayal de edemiyorum zaten) ordan oraya koştururken ne kalcak ki sana? kocayı unutmamalı.. iki çocuk gibi bişi oluyo galiba zaten düşününce. uuuu!
düşün; dün gece 9a doğru ulaşabildim evime işten.. gündüz (özellikle bu ara arttı) kendimle ilgili yaptığım pek bişi yok.. fena.. evde ihtiyacım olan biri iki bişi var, çıkıp alamıyorum.. "haftasonunda mı yok ladycim" diceksiniz , e var çok şükür. ama onda da bir iki arkadaş, olmadı doğumgünü, akraba, duygusal şeyler..
beceriksizim galiba ben, şu yaşa geldim (-kaç yaşındasın lady? -çekincek ne var canım söylerim tam 30 yaşındayım - o oooooooooooooo! -ne o beğenemedin mi? ) zamanı iyi kullanmayı öğrenemedim galiba! öyle kurslar var galiba ehehehe ay korkunç! kim ne bilsim beni canım kişiye özel program varsa okeyim de aksi olcak gibi diil..
ay ne diyodum?
vazgeçtim...
onu bunu boşverin de;
biriniz gelip bana bi yemek hazırlasa?
:*

10/12/2010

hı?

küsmeli miyim benim gibi hissetmiyosun, istediğimi yapmadın diye?

10/08/2010

karşılaştırmalı kadın hareketleri

kadınlar (genelleyeceğim var mı itirazı olan?) erkeğin hayatında öncelikli olmayı ister. ama erkek öncelik verme konusunda kadın gibi olamaz.

- 100 erkeğe sorduk hayatınızdaki en öncelikli şey nedir? ..desek
- işim ilk sırada gelir .. der 95 tanesi.

kadın öyle değildir.
kadın gereksiz empati yapar, yapılmasını bekler
öncelikler verir erkeğe, taleplerine..
istediklerini ikinci plana atar (bok var!)
çok zaman kadın hayatını değiştirmeyi göze alır! (bu bi de utanmadan beklenir kadından; "fedakarlık yapıcaksın tabiii kadınsın sen!" - oldu.)
yetmezmiş gibi olmadık ayrıntılara girer. olmadık detaylara takılır.. (konudan uzaklaşıyorsun ladyciim)

ne diyordum, hah aslında öncelikli olmayı ister. merak edilmeyi. özenilmeyi.

yetti kelimeler.

düşünüyorum / varım






sulusepken

birdenbire kış mı gelir canım, haksızlık bu bize! bi kanıksamamız lazımdı, sonbaharı yaşamamız lazımdı; yıldız yokuşunda sararmış yaprakları görmek lazımdı! (ah eski günler,ahh!) neymiş karla karışık yağmur! yok artık! (napçan ya?)




10/07/2010

chicago!



bak bu güzeldi!
uzun zamandır eğlenceli bulduğum (oha ladycim adamlar aşmış desene şuna!) nadir atraksiyonlardandı. her ne kadar ladyciinizin modu osuruktan nem kapmaya, (h)emen (h)eryerden uzaklaşmaya çok meyilli olsa da bunda mızıkçılık yapamadı! tim maslak show center'a daha önce gitmemiştim ben, bu vesileyle gittim. daha şaaşalı bir yer vardı aklımda.. hatta ben showa heyecanlanabildiğimden (bu çok nadir olur bak) azıcık daha özendim de gittim, ama genel resim öyle değildi. neyse canım, çok ta önemli bir ayrıntı değil ne de olsa.. show önemli!

bi sıyrılmak lazım bu ağır havadan.. ben ...bla bla bla..

tamam sustum yakınmicam.. ama enerjim iyi diil.. söz biraz daha iyi olmayı denicem.. (kim tutar seni lady, yürü be!)

10/05/2010

madde mi ışığa dönüştü ışık mı maddeye?

uzun uzun anlatmasam affeder misiniz? söz favorilerime alt yazı geçerim..


bu kattan sonra (sırasıyla ziyaret ederseniz) bir film gösterimi var. yaklaşık 45 dak sürüyor(muş) biz sanırım 15 dak kaldık. filmin sizi herşeyden uzaklaştırdığı, rahatlattığı öngörülüyor (filme ait birşey getirmediğime sevinmelisiniz bence heheh).






bunu pek sevdim; eserin sahibi sanatçının annesinin portresi bu (rehber eşliğinde gezmek gibisi yok canım!). ama yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 5000 adet (yanlış hatırlıyorsam affedin - olmadı araştırıp öğrenin canım aaaa!) küçücük aynaların değişik açılarda yerleştirilmesiyle oluşturulmuş. dolayısıyla sadece belli bir açıdan bu resmi görebiliyorsunuz. açınız değiştiğinde sadece ayna ve çerçevesi kalıyor..

yukarıdaki ve aşağıdaki çalışma mekana özel yapılan işler. takdir etmeli..




iki buçuk ton su, ses ile suda oluşan titreşimler ve duvara yansıyan görüntüler.. değişik bir çalışma... salonda oturup saatlerce izlediginizde görüntüdeki değişimi takip edebiliyorsunuz..







bunu da sevdim..






hani "istanbul'da da değilim tüh kaçırdım, acaba nasıldı" diyosanız, bence demeyin! tabi çok bayılan birileri mutlaka vardır ama bence çok birşey kaybetmediniz..


10/04/2010

dört

...
konuşmak susmanın kokusudur,
ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
yalan korkaklığın tortusudur!
dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma!


Ö.Asaf

10/03/2010

baş ağrısından ölmek mümkün mü?
-hani öyle birdenbire gelen cinsi bu..

15 dak sonraya çıkacağımı sanmıyorum, o kadar ağrıyo!

:((

10/02/2010

facity

ben de istiyorum bundan!

derya taşbaşı by ozan eicher

by ozan eicher

iki



10/01/2010

modern masallar

önce ışıklar söner.

kız beyaz duvarları arkasına almış.
oturduğu yerden dışarısı net,
biraz yeşillik var,
çok uzaktan küçük bir parça görebiliyor denizi.
perdeler uçuk renklerle cümbüşte.
hepsi o.
....


gitmek istiyorum burdan ben.

kalbim acıyo..
bilir misiniz kalp acısını?
o bilmiyo..
ben biliyorum, öğrendim.
çok eskiden vardı bi kalp acım.
sonra kaldırdım yok ettim onu.
derin nefes aldım.
yüzüm aydınlandı.

sonra o geldi.
bitti(m) sandım. gittiğinde.
ama bitmemiş(t)im.
o da bitmemiş.
varlığı bile canımı yaktı benim.
hele bi de sevip sarmalaması.
öldüm o zaman işte. mutluydum.

sonra mı ne oldu?
sonra hiç birşey olmadı.
o gitti yine.
sanmayın benden. bi benden gitmedi.
kötü bişi olmadı.
(allah kahretsin kızamıyorum bile ona.)
oysa diğeri vardı, evet öbürü de vardı.
ama o gelince herşey karardı, hiç birşey kalmadı.

gözümde damlalar hariç..
evi karıncalar basar ya, öyle üşüştü gözyaşları.
...karıncalar birden gelirler.
nerden geldiğini anlamazsınız.
küçücük bişi unutursunuz sehpada , bi bakmışsınız karıncalar doluşmuşlar oraya.
anne taktiklerini uygularsınız:
"yollarını çamaşır suyuyla sil kızım"
ı ıh
işe yaramaz.
yaramadı bende de, uyguladım. sık olmasa da söz dinlerim.
küçük bir yol buldu kendine gözyaşlarım (büyüttü onu) 
gözyaşlarım üşüştü başıma..
tıkamaya çalıştım o yolları  işe yaramadı ama metod.
şimdi..
şimdi durmuyolar gözümde..
akıp gidiyolar.

ağlamaktan şişmesin gözlerim.
olmaz mı öyle şeyler?
olur tabi olmaz mı.
ama artık diil.
nolur!
gönlümden geçen ....
ama..
...
bitsin artık..
bitsin diye yaptım olanı biteni..
bitsin.
gitsin.
azıcık sevdiyse (nolur) bişi yapsın istedim.. (acıtsa da olur-du)

...hatta hafta sonu sordum ben; "sevmese öyle yapmazdı di mi "diye..
"yapmaz" dedi o da.. tanımıyor seni ama ..
sordum ben..
o da yanıtladı...

o seviyor beni.
belki senden çok.
ama seni istedim..

çok şey mi istedim?


yapçak bişi yok.

"karıncalar yaz ve sıcak günlerde ortaya çıkıp beslenirler."
öyle mi? öyledir belki de.

rüyamda gördüm ben.
sol elimin işaret parmağına yerleşmiştiler.
çıkarmaya çalıştım, olmadı.
başımı çevirip geri bakmamla orda derinlerde yer ettiler.
korktum gitmicekler diye.
sonra baktığımda yine çıkartabilirim sandım..

sendin belki karıncalardan biri.
gidersin, bitersin sandım.
başımı çevirdim görmedim.
baktığımda pusluydun.
bittin dedim. hem korktum hem bittin dedim.
sonra yine çıktılar parmağımda incecik derinin altından..

durum kötü yani..


hayran hayran sevdiğin saçlarımı kesmek geçiyor içimden..
senden kurtulmaya bir adım daha yaklaşmaya yarar mı?

...
yalan bunlar.
senaryo.
kanmayın.
sakın hüzünlenmeyin.


....
oyuncular diğer dizide karşınıza başka bir rolle çıkar.
türk filmi değil mi nasılsa?

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...