26

sadece değerli hissettirenleri, değer verdiğini hissettiklerimi tutucam hayatımda. bir de değer verdiklerimi.

söz..

penceremden gri-beyaz.

yirmi.iki.

dream about me!

nasılsınız?

sevgili depresan yazmış geçmedi mi kızgınlığın diye?.. geçti depresancım, kızdığımı söyleyince daha çabuk geçiyor, söyledim kızdım dedim. sakinledim..

ama bu geçen zamanda hiç beklenmedik bir sağlık problemiyle boğuştum :s henüz sonuçlandırabilmiş değiliz ne olacak ilerleyen günlerde bilmiyorum.. çok kötü değil.. ama kötü senaryo biraz canımı sıkmıyor da değil.. bekleyeceğiz durumun tam olarak şekillenmesini.. now stand by mode on!

onun dışında sakin hayat, bu hafta bol bol evde olduğum için ve önceliğim sağlığım olduğu için hehelenemedim.. 'o' yalnız bırakmadı.. bir koşu ablam geldi.. ne biliim öyle geçti gitti günler.. ama birkaç fotoğrafım var size haftasonundan ;)

o gün geldiğinde, güneşe bıraktığımda kendimi herşey iyileşecek.

deniyorum.

bekliyorum.

bir.bir.

yok artık, hakkaten yok artık!
yerin dibine sokacaksın, aldatıcaksın, kötü davranacaksın!..
bak o zaman nasıl kıymetli oluyorsun! boşver iyiliği..
nasılsa herkes bildiğine inanmıyor mu?
hani nerde insani değerler?
bu mu var denilen insani değer?

yokum ben.
olmicam.
hoşçakal.


tebrik ediyorum, bu kadar kimse sinirlendirmemişti beni uzun zamandır!

on oldu.

tamam siz de haklısınız hava çok güzel ama evde olmak ta güzel be! bak çıkmış olsaydım bitmicekti kitabım. benden daha çok deli(!) insanların var olduğunu bir kez daha öğrenemicektim.

"öncelikle şunu bilmelisiniz ki, düşleriniz ancak ve ancak onlara inanacak kadar güçlüyseniz gerçekleşir."

.................................

 

çok hafiflemiş hissediyorum kendimi, bazen de bir o kadar ağır. deniyorum, bazen de deniyor gibi mi yapıyorum yoksa diyorum. öyle..  

dün çoook keyifli bir gündü, güzel yerlerde güzel şeyler yaptık. bir de çok keyifli bir sergi gezdik; hüseyin bahri alptekin / ben bir stüdyo sanatçısı değilim. (salt-beyoğlu)

size de getirdim.

şeş cehar.

iş çıkışı pazara gittim. uzun zamandır gitmemiştim. muhtemelen sizin de benden farkınız yoktur.. farkettim ki -adım adım değişiyor yoruluyor algılarım- başka bir dünyaya çekiyor beni içinde bulunduğum döngüm. büyüdüğüm öğrendiğim şeylerden uzağa. annem olmak istemiyorum. yada ablalarımdan biri. ama o beni çeken "must"ları da yaşamak istemiyorum; iş, ev, koştur koştur ordan oraya yetiş.. daha normal şeyler istiyorum hayatımda. ne biliim eve gelip beraber yemek yapmak -şu an öyle biri olmasa da- yemeği özenilmiş güzel bir masada yemek, üstüne bir kadeh şarap, ya da az şekerlisinden bir kahve içmek.. ne biliim öyle şeyler..

çocuk ta isterim ben yakında bu gidişle ortada bişeycik yokken!

i can sing the song so blue.

♪♫♪♫

masal no bilmem kaç!?!

neler olmuş?
kız erkeğe aşık olmuş.
erkeğin gözleri bir tek kızı görürmüş.
kızın gözleri bir tek erkeği.
seslerini duyunca uçuşurlarmış.
dokununca karışırlarmış.
ve hep sarılıp uyurlarmış.

dört.dört

şimdi ben bir süredir normalden farklı sıkıntılardayım diye anlatıyorum ya size, mesela ben olsam şimdiye sana üç kere beş kere ulaşırdım. evet ben öyle biriyim. duyacam sıkıntıda olduğunu, bi de bangır bangır bağıracak karşımdaki ben kayıtsız kalıcam! yok öle bi ihtimal. ama böyle hissedenleri doğrusu çok merak ediyorum. akıllarından neler geçiyor nasıl bir histir öyle kayıtsız kalabilmek ve niye bende yok!

....

kimse ciddiye almıyo.. haklısınız siz.. sizi affedebilrim.. nerden bileceksiniz, beni nerden tanıyacaksınız.. lady napar nelerle savaşır nelerle uğraşır... yakınımdakiler de pek bilmiyo doğrusunu isterseniz.. neyi kime nasıl anlatabilirim bilmiyorum ki? mesela hemen her gece eve gelip ağlamaya başladığımı mı, gücüm halim kalmadı diye.. kalmadı.. yoksa yalnız olmaktan  artık mutsuz olduğumu mu.. mesela artık stres yaşamaya başladığımda nefesim kesiliyor.. konuşamıyorum.. bu panik atak gibi bişi mi korkuyorum doğrusu.. aman öyleyse bilen yaşayan varsa anlatmasın nolur ki pay çıkarmayayım kendime hastalıktan!

zor günler..

siz ciddiye almıyorsunuz bu söylediklerimi ama ben zorlanıyorum bu dünyada.

syf.116 / a.c.

"beni sakın bırakma.

....beni yazın bırakma.
sonbahar geldiğinde de.. kışın da..

hele hele ilkbaharda asla.."

"bulut jpg."

ben böyle boynundan aşağıya
süzülen bir martı gibiyim
martı görse eylül sanacak biri

o yüzden senin yüzünde bıraktığım
bu gölge
bulut hükmündedir

üfleyince dağılır


by oğuzhan akay

'neden mi vurdum?'

"gözlerini dikmiş bana bakıyor, sanki bilmediğim bir şeyi biliyordu. ben de çektim vurdum.

hala bilmiyorum. belki o biliyordu."

m.mungan

bir nisan.

müziğim geri geldi ya yazılarımının arasına serpiştirdiğim melodileri ben bile özlemişim :)