12/30/2010

beni anlar mısın?

neler var neler?!


direnç gösteriyorum: oluruna bırakmaya dirençliyim.
ille bilicem ne olup bittiğini.
ne olacağını, nereye gideceğini, bilmezsem huzur yok!
istiyorum ki hep istediğim gibi olsun. yok tabi öyle birşey...

bu fırtına durulur mu / benden adam olur mu?!

dün gece eski dostlar buluştuk. eski dostlar da hakkaten eski; biz 20 yıldır birlikteyiz.
küçücüktük o zamanlar. tosunum benden inceydi :) benim manuela gibi saçlarım vardı.
masaya flörtlerimizin, platonik aşklarımızın adını kazımıştık; karaçiçeğim (bu benimki :p), sarışekerim, karasaplantım ve markalı esmer :)

ne günlerdi...
hep esmer adamlara aşık olurdum. ben mi ben sarışın beyaz tenli bişeyim.
zıt kutuplar/renkler etkileşmesi mi?! kimbilir belki..
eskilerden girdik, yenilerle süsledik, biraz hüzünlendik, bolca güldük. sarıldık, sarmalaştık..
kimse bir yere gitmemiş gibi, kimse değişmemiş gibi..
değişimi beraber yaşadığınızda olmuyo bişi.
bak biz denedik gördük.

bitsin artık bu dram, bu fotoroman!

hepimizin bi duruşu var hayatta. hikayeler benzer. ama bir o kadar da ayrı.. ben şimdi günleri sayıyorum. hafifleyecek hayatım. ruhum.
kadınlık çelişkileri mi bunlar? bi an gelip sımsıkı sarılıp içine sokmak istersin sonra arkana bakmadan kaçmak! ne olacak sonum(uz)..

hayran hayran seyret..

yine o günlerden biri. çalışmak istemiyorum. evime gidebilir miyim?

12/28/2010

bi de ofisten çıkabilsem.
herşey daha güzel olacak.


dedi ki;

"kendimi bu dünyanın yabancısı gibi hissediyorum; olası herşeyi yaşayıp hiç bir anlam veremiyorum"

ben;

sustum.

12/27/2010

aşkın halleri / vol.bilmem kaç

- sen ne istiyorsun peki?
- aramızda kalsın, ben galiba bana aşık olmanı istiyorum ;)
- ikimiz de oluyoruz sanırım...
- oluyor muyuz..
- hafiften olduk bile belki..


12/26/2010

'gel derdimin ortağı'

öyle dans edermiş gibi yapıp kendini atmalarından sebep galiba, pek hazetmiyorum şu yeni nesil atiye'den, ama sevdim batum türküsü yorumunu. ya yok düzeltiyorum, aslında alttaki ritmi sevdim ben! trakyalıyım öyle kıpır kıpır altına ritm atınca, sevemeyeceğim melodi yok galiba :)
buyrun dinleyin efendim..
ne güzel türkülerimiz var!
"yataklar diken oldu senden ayrı yatalı"


ne var ne yok?
bazı soru işaretlerimi saymazsak iyiyim ben.. ha gribim mi? o çok şaane diil.. akşam biraz eziyet oldu :s akşamın allahtan sadece bir evresinde nüksetti.. nazım, kaprisim yetmez gibi bir de hastalığımla uğraşır mıydı(n) bilmiyorum :p

hastayım gülüşüne, ayva göbeğine :)

..
önümüzdeki hafta korkarım birkaç action bekliyorum kendimden ama ne yöne action olur, dur bakalım.. zor, zor olduğu kadar merak uyandıran, bir o kadar da yorucu.. karar verip o engelleri aşmak gerek. en çok kendini yenmesi gerek insanın.. ya da kendine yenilmemesi..

what a lovely way to burn!

12/25/2010


sıcacık kumlara basmayı özledim.
güneşin altında yatmayı.
akşam serininde, ılık rüzgarda üşümeden ama içimin ürpermesini.

geri saymaya başlasam diyorum!?! henüz olcak iş dil..
biliyorum.
çok şey saklıyordu(m) hayatımda(n).  ♪♫

12/23/2010

aldatmak

biri sizi aldattığında nerden anlarsınız?


sessizliğinden?
yoksa heyecanından mı?
ya suskunluğundan?
olmadık ilgisinden mi?
..ya da çok normal olmaya çalışmasından mı!?

12/22/2010

hoping again and again an...

hasta oldum gitti.
gelip bana çorba yapar mısınız?
:(


12/21/2010

maruzatım var!

"bazen bir yabancıya aşık olup, tüm tanıdıklarımıza yabancılaşırız."

yirmiBir

veeee lady'nin sümükleri akmaya başlar!

benim uzuuun saçlarım var nispet gibi olmasın :p ve onları kurutmayı sevmiyorum. e bu havada buna 'vücüdümün' tepki göstermesine şaşırmamalı. kurutmaz mısın; al sana sümüklü bir burun! gece onda işten çıkmalar, soğuk hava, burun akmaları, bol yorgunluk.. olmuyor böyle..

söyledim aralığa, bana karşı nazik ol diye! nerdeeee?!

12/19/2010

she left home

ben seninle uzun bir araf yaşadım
ölümlere gittim geldim diyor.

sığmam dünya yüzünde bir yere artık.
nereden geçsem benim değil, kalamam bir yerde.
o demiyor, ben diyorum. demiyorum, yağmur diyor.
sana sarılmış kalmış ilk günüm ben. böyle demişim o gün, bugün öyle diyor.
o günden bir yağmur çiçeği, önümde duruyor.
bir davul sesi, bir davulun yıllarca titreşen sesi, düz duvardan düşürmüş beni.
tutunamamaklığım bundan, düşmüşüm, komadan, uzun uzun uzamış kollarım. kola benzemiyor.
yerde yatan, komadaki, duvarda tutunmaktan düşen diyor;
ağlama balım, değmez hiçbir şey senin gözünden akan yaşa.
komadaki diyor;
ben hala sarılıyım beline senin. İstanbul n'ey sesi olmuştu o gün
bugün üflüyor... senin yüzün bende, senin yüzün bende. hâlâ, diyor.
vurmalı vurmalı o sesler içime değiyor.
bir müzik parçası çalıyor içerde:
içimde bir parça; ne kopuyor ne ölüyor.
gitmek ölüm bana, kalmak haram.
adını bilmiyordum sonra öğrendim:
she left home

by birhan keskin


egon schile

12/18/2010

ışığım


hergün yeniden başlıyor hayat..
sözlük anlamı:

gelgit

a. 1. boşuna gidip gelme: "bu gelgitten bıktım artık iş bir türlü yürümüyor."

yoruldum. uykum geldi. biraz daha oyalanmalıyım yoksa pazar sabahı en erken uyanan rekoru benim olabilir, onu da istemeyiz di mi?!

yok öyle biri kimse yok / just your face your lips.

deadline şubat. şubata kadar kendin için, biraz da... sıkı durmalı. e nasıl olcak o. nefes alabiliyor musun? alıyorsun ama alamıcaksın. biliyorsun.

-kaç kez dinledin bunu? -hayırlamıyorum

rüya gibiydi sanki. geri saydım; 100 den.


ben sonra size bir masal anlatıcam.
henüz masal diil. şubat gelince/gidince. sanırım.

o gün geldiğinde/gittiğinde özlenen mor, mürdüm, beyaz olacak.

12/17/2010

don't matter!

12/16/2010

there is place in the sun for everyone!

kapalı hava, yoğun iş temposu..
-neler yapıyorsun lady?
-valla ev/iş arasındayım yani hiç bişi yapmıyorum :s

sesim soluğum çık(a)mıyor.. birkaç kez başladım dedim merak eden olur belki beni ;p neler oluyor anlatim diye.. özlemiştim kelimeleri.. ama o zaman beceremedim yarım kaldı hepsi.. neler mi oluyor; biraz kızgınlıklara boğuldu günler, biraz duygusal oldu, biraz eğlence, az dinlence, bol soğuk hissetti lady.. ya evet sevmiyorum soğuğu.. bugün de ince mi giyindim ne?!

eve dönmek istiyorum. hiç evden çıkmayabilir(d)im. gönülden geçen.. bu günü evde miskinlik yapıp, uyuklayıp, gerçeklerden biraz kaçıp, biraz hayal kurup, biraz plan, biraz aşk yapıp ne güzel bir ifade bu! geçirebilirim. ama malesef böyle gözükmüyor. sadece kahve kısmı uyuyor söylediklerime.

...
kabul senin bunları okuduğunu öğrendiğimden "bildiğimden" beri bişi yazarken duruyorum galiba!.. burası günlük gibiydi. şimdi tam da öyle olamıyor - normal olarak. sanki o aklımdakileri gerçekle yanlış örtüştürüp başka yorumlar mısın diyorum uuu amma cümle kurdum :) değişik oluyor işte.. ama engel olmuyor anlatmaya. no worries..
..

"o" benim yakın arkadaşlarımdan biri. arkadaşlarımın yerleri hep ayrı. öyle bir tane iki tane yakın arkadaşı olanlardan değilim ben.. ayıptır söylemesi sevilirim ukala şey! sevmeyi de bilirim arkadaşlarım için geçerli bu- bak aşk meşk konuları çok daha değişik! ..canım dediğim onlar. ama bir tanesiyle öyle rahat hemen herşeyi paylaşabiliriz ki.. bir de ne hikmetse aynı şeyleri yaşar gibiyiz. o bambaşka benden dışardan bakıldığında tepkileri, alışkanlıkları.. ama tanıştığımızdan beri biribirmize baktıkça mı ne bilmem aynı girdaplara girip duruyoruz.

anlatıp, dertlenip, dertlerden sıyrılıp "zaman!.. zamana bırakmak lazım.." deyip önümüze bakmaya çalışıyoruz.

bekliyoruz iyileşsin herşey diye.
bekliyorum.
bekliyor.

.....


bi de ben heyecanlanınca çişim geliyo.
:s




12/06/2010

yakama yapıştı bu aşk. bırakmıyor peşimi

runaway as fast as u can.


şıkları alabilir miyim?

sen beni sevmezsen ben seni nasıl sevicem?

makamımız aşk olsun.



12/04/2010

no no they can't take that away from me!

seviyorum cumartesi günlerini; sabahtan akşama kadar tembellik yapabilmeyi.. bazı cumartesileri günü dolu dolu yaşama telaşına düşsem de geniş geniş geçirmeyi ayrı tutuyorum herşeyden. kahve, müzik, kitap, film..

cumartesi: (eren b.budak/hafta sonu de profundis)

"yaralamak içim uzun menzili cümleler arıyorum.
çiçekçi dükkanı kapalı
son uyuduğu yere bakıyorum denizin
çörekotunda gömleği sepya,
doğruluyorum upuzun
bir adam olta atar göğe hep miyop hep çöl
hep büyüceğim sayende çocukluk resmim ey"


pazar:


"akşamın içinde yalnız bu akşam mı var?
yanıbaşımda bir eski-
vurulur kaçar şimdi'nin "dur" ihtarına uymayınca
oysa üçleme'den bedenini bekliyor kadın kendi uzaklığının dibinde
ve eğilip kulağına fısıldıyor zamanın:
senin çocuğunu doğurmak istiyorum."

 

...
ben şimdi kahvemle birlikte filmime doğru gidiyorum.
kapıyı duymazsam zile basın emi!

soru bilmem kaç!?

o kadar yorgun olmama ve uykum olmasına rağmen canıım uyumak istemiyor blog. napicam?

help mi pliz :/

12/02/2010

secret.



12/01/2010

aşkın yolu.

"aşkın yolu bir"

iki gündür bu cümle sürekli aklımda.. ordan alıp oraya koyuyorum, şey gibi facebook statüs mesajım oluyo.. yok olmadı deyip twitterda yazıyo buluyorum kendimi, olmadı blogda bir postta başlık oluveriyor.. tumblr e yazıyorum.. ama aslında hiç bir yere sığdıramıyorum yada ben oturtamıyorum. olmuyor.

aşkın bir olan yolu ne? sakın hepsi demeyin! flört etmek mi? aynı evi paylaşmak mı? ne bileyim o yeni bir işe girince yada terfi alınca kutlama yapmak mı? bir yakınını kaybedince yanında olmak mı? odada ortalık yerde bıraktığı çorapları gülümseyerek yerden kaldırmak mı? ona ne kadar yorgun olursa olsun koştur koştur yemek yapmak mı? bunlardan biri mi??

yoksa parmağının ucu bile dokununca içinin erimesi mi? sadece gözlerini diktiğinde bile ellerin, kolların sanki sana ait değillermiş gibi nereye koyacağını bulamamak mı yada titremesi mi?

yoksa iliklerine işleyene kadar o'nunla sevişmek mi?

galiba yanıtı buldum ama kimbilir belki de bulamamışımdır..


daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...