5/29/2011

yirmi9.

son zamanlarda kendimi -belki daha önce hiç olmadığı kadar yalnız hissediyorum. bununla başa çıkmaya çalışıyorum. aslında çıkıyorum. ama bir yandan da çıkamıyorum.
14 yıl önce geldim istanbula ben uuff ne kadar çok olmuş! ilk yılı doğrusunu isterseniz hayal meyal hatırlıyorum. geldiğim şehirde hiç birşeyden haberdar olmayan bir gençliğimiz yoktu, biz bir çok insana göre şanslıydık gördük duyduk bildik.. ama buraya gelince onlar öyle çok belirleyici şeyler olmadı.. geldiğimde (kimbilir kaç kişi var bu senaryodan?!) sudan çıkmış balık gibiydim, zorlandım, özlem vardı hep ama öyle bırakmadım hiç kendimi.. hep "güçlü", herşeyin üstesinden gelen...
neyse dağıldım..
daha önce hiç olmadığı kadar yalnız hissediyorum. başka bir sürü şeyle başa çıktım, başa çıkabilirim (ailem, sağlık problemleri olmadığı sürece..) aşk acıları çektim.. sivri dilli arkadaş lafları duydum.. kazık ta yedim.. olmak istemediğim yerde oldum. gitmek istemediğim yere gittim.. unutuldum..
ama galiba ben bu kadar yalnız hissetmedim /galiba..
hissettimse de şimdi niye daha zor geliyor.

ne zaman geçer?

5/27/2011

mayıs bitiyo.

merak etmeyin siz beni. herşey yolunda. karar aşamasına geçince daha da iyi olacak.

bi de.. bi de özledim sizle sohbet etmeyi be!
öpüldünüz.

*ha o mu? ne diyeceğimi pek bilemesem de bol bol boş konuşup yüzünü güldürmeyi başarıyorum! ;) 

5/23/2011

22:02 / mayıs.

yer etti kulağımda telefonu kaparkenki sesi. hıçkırarak ağlıyordu..

"çıplak bir bedenin güzelliğine, sadece giyinik dolaşan ırklar duyarlıdır. utanma duygusu, tensellik için, enerjinin önüne çıkan bir engel gibidir." (f.pessoa)

kaç gün kulağımda çınlayacak sesi bilmiyorum ki.. "bir daha asla beni sevmeyen biriyle beni sevdiğine inanıp sevişmeyeceğim" ..... siz ne derdiniz o size böyle ağladığında?

hiç kabahati yok aslında onun.. sadece küçük bir kız, kaç yaşında olursa olsun. ne farkeder körkütük olup olmadığı, bağlılık bunun adı. 

birini hayatınıza aldığınızda akar gider. 
su gibi.
sizi besler yada yokluğu susuz bırakır.


5/19/2011

"sonsuzluk ve bir gün"

"- antik şehirle ilgili neler biliyorsun?
- büyükbabam mutlu bir şehir olduğunu söyledi. deprem yüzünden suya gömülmüş ve asırlardır denizin dibinde uyuyormuş. arada sırada bir anlığına sudan çıkarmış. sabah yıldızı dünya hasreti çektiğinde ve bakmak için durduğunda.. sonra herşey dururmuş. zaman da dururmuş.

...

müzik heyecanı bir günlük değil tabi.. 2006 yılıydı galiba, yoksa 2007 mi.. emin değilim.. bi albümü çok aradım o zaman... olmadı bulamadım.. yunanistana gidiyordu o. ne istersin diye sordu bana dedim eleni karaindrou. peki dedi.  kendince jest ya kim görmezse kalbimi dağıttıktan sonra ..
gitti geldi. bulamadı.. aradı mı bilinmez..

dün. misafirlerim gelecek. kuzguncuk kızları diyorum ben onlara, yok hepsi kuzguncukta oturmuyor ama işte onlar kuzguncuk kızları... hepimizin izlemediği bir film bulmak lazım.. zor.. hepsi kendi kategorisinde zevkli kadınlar.. birkaçı çok düşkün filmlere.. olmadı ama akşam izleyemedik.. bugün ben uzattım ayaklarımı..

...

- zaman dediğin nedir?
- büyükbabam onun, plajda beştaş oynayan bir çocuk olduğunu söylüyor."

...

dünya tesadüfler üstüne dönüyor.
filmde fonda o müziklerin başlaması...
sanki beni hayata, sana davet ediyor.

dingin, durağan, biraz donuk. ve umut arayan melodilerle..

5/14/2011

we can roll ourselves over!


birinin size dokunmasını ne zaman istemezsiniz?

gecenin sorusu bu efenim! sorgulama, kuşku ne zaman başlar ?

birine aşık olduğunu öğrenmek ilk büyük sebep. - düşünsene başkasını deli istediğini bileceksin ya da hayatında bir şekilde birinin olduğunu - sen onu hayatında tek tutarken- onun birşeyler yaşadığını ... sonra gelip sana dokunmasına nasıl izin vereceksin?!

dün ofisteki meraklı kadınlardan biri laf arasında yatağımın çift kişilik mi tek kişilik mi olduğunu sordu!!!

tabi hayat bu, ne zaman neyi kabul edip neyi etmiceni şart koşamazsın ona, öğrendim bu yaşıma gelene kadar! büyük konuşmuyorum, yapmam dediğim birkaç şeye isteyerek/istemeden? e ben de dahil oldum. ama o her kabul ettiğin, büyüsüne kapıldığın, cengaverlik yaptığın, karşısında göğsünün gere gere durduğun yada utandığın şey..

love is blind my love.


*bloggerkafayı yedi; yazımı taslaklara atmış! sen mi inat ben mi?!

5/03/2011

bahar temizliği.

günlerdir ağır aksak ilerliyor hayat..
ama, ama sanki iki gündür daha iyi hissediyorum, her ne kadar dün ve bugün gittiğim doktorların söylediklerinden çıkardığım insanın bazı şeylerle yaşamayı öğrenmesi gerektiği olsa da! .....pek bir yol katetmedik sıkıntılarda, sadece tespitler..

bi de.. bi de galiba hayatımdaki bi sürü insanı hayatımdan çıkarmak istiyorum.. bir sürüsünü.. ille kavga gürültü diil.. yıllardır hayatımda diye illa kalmak zorunda da diil.. hani "yüklerinizden kurtulun" var ya, çıkardığımda o insanlara yüklediğim anlam da çıkacak. beklentiler.. toptan bir hafifleme!
bahar temizliği gibi!

iyiyim,
böyle yazıyorum diye meraklanmayın.
oldukça hafifim..

dedim ya bahar temizliğindeyim,
bi de sağlığım iyice yerine gelse, benden temizi olmayacak!

öpüldünüz.

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...