3/31/2011

lady sings her eyes.

bugün çok ilginç bir gündü.. anlamsız şeyler oldu, ve çok anlamlı şeyler de. uzun zamandır beklediğim, yıllardır istediğim.. çok şahane değil ama sonucu iyi olacak birşey. büyüük birşey.

ondan mütevellit şöyle düşüncelere daldım gittim..düşündüm ve oraya çıktım; ben hayatıma giren /hayatıma aldığım insanlara hep çok değer verdim. onlara benim için değerli olduklarını hissettirdim. kızgınlığımda bile değer verdim. kimi karşılık verdi değer verirken, kimi beceremedi. ben bazen gitmek istedim gidemedim, bazen kalmak, kalamadım. bakıyorum nerdeyim şimdi peki diye; huzurluyum gerçekten her koşul için de!

kalmış olan, kalmak isteyen, hep benimle.. ama bilmeli değerli şeyleri.. gitmek isteyene sadece geri gelme demek geçiyor içimden doğrusu. benden bu kadar! nasılsa gitmek te kalmak ta bizim için?!

3/29/2011

sır.

sizin kendinize bile itiraf edemediğiniz bir sırrınız var mı?
hadi bir düşünün..

uykularınıza giren,
gecelerinizi bölen
yada ne bileyim sabahlarınıza dolan?!
hatta sizi hayal kırkıklığına uğratan.

3/26/2011

yirmialtı.

bugün cumartesi olmasına rağmen tüm gün ofisteydim, çalışmaca :/ anlicanız ben bugün o güzelim gün ışığından hiiiç faydalanamadım.. yarın şansım olur mu acaba?

ay bi de antin kuntin bi telefon aldım! olmadık insanları arıyorum -henüz aramadıklarımı aricam diye korkuyorum :s zaman geçtikçe teknoloji özürlü mü oluyorum ne :)

3/15/2011

2011 git öte!

2011 bana iyi gelmedi.. zor zamanlar yaşatıyor bana.. kabul etmek lazım tabi; ben damarlarında depresyon fazla gezenlerdenim.  ama bu eğlenemiyorum, hep depresif seyler yaşıyrum demek te değil! gayet eğlenceliyimdir, hatta çok yakınlarım hariç genel izlenim budur beni tanıyanlar arasında.. ama..ama açıklama yapmaya çalışmamdan da anlayacağınız gibi....

iş mi değiştirmeliyim acaba, ne dersiniz? bu çok zor ama denemeliyim sanıyorum.. yada kendimi saçma zamanlara bırakıp sürekli anın keyfini çıkaranlardan mı olmaya çalışmalı? nede olsa beni tanıdığını düşüdüklerim de farklı senaryolar yaratabiliyorlar kafalarında benim hakkımda. hakkını veririm en olmadı!!!

anlatmiim diyorum ama olmuyor ki..
..
gerçekten çok kötü günler geçiriyorum.. azalacağına artarak ilerliyor herşey..
n'olur dua edin benim için, n'olur!

3/13/2011

"neyse"


bu tipik sitem kelimesi.. yok yok yetmez üstüne kaçış anlamı da yüklemeli!
her anlama gelir bende,
"neyse" diyorsam biraz naz vardır içinde
"neyse" diyorsam bi durup düşünmeli, evet tam "o" an bi durup düşünmeli. az önce nolmuştu diye?!

bi de bol "afedersin" varsa ortamda..
işte o zaman hiç üstünde durmadan dönüp gitmeli.



3/11/2011

güzel sanatlar.



this one.




3/10/2011

don't hesitate!

diyorum ki bi süre lenslerimden uzak kalmalıyım, o dönem için de şöyle cici bişi bir gözlük mü alsam?
haha çok şirin çok eğlenceli :)))





3/08/2011

sus. pus. buz.

sanmayın ki ben bu yazıları öyle acaip saatlerde yazıyorum! yok öle bişi! ben böyle efendi efendi saatlerde yazıyorum 19:20 sonra pek sevgili blogspot ne alakaysa 8 - 9 saat sonra haber veriyor size.. bilemedim, çözemedim..

çok soğuk di mi? evim güzel evim bu soğuk havalarda bana iyi davranmıyor.. buzzz gibi.. yine de çok şükür.. uff annecim burda olsaydı da ben naz yapsaydım ona, ne güzel ne güzel olurdu!

peki tamam tamam, hadi bi koşu siz gelin ben size sıcak çukulata yapayım! :)

...

bak unutmadan paylaşayım sizle, ben gidebilmiş falan değilim malesef, sadece okuyabildim.. ama bakar mısınız şunlara yaaaa ne kadar da güzeller!

buyrun bunlar da kendim için seçtiklerim, alttaki bana benziyo sanki hı? :))



by Efsun Güneş


3/07/2011

yediMart.

"bazen umutlanmak ve değer vermek te acı verir."

çizgi dizileri çok sevdiğimi anlattım mi size hiç? sıkılmadan saatlerce izleyebilirim..
mesela bu cümleyi bir çizgi dizide duymak mümkün, - ama bizim dramatik dizilerimizde duyamazsınız!
işte tam da böyle söyledi elini omzuna koyduğunda..

...diyorum ki;
hiç o yaşımızın gerektirdiği ciddi şeylere dalmasak? olmaz mı.. dicem ama.. olmuyor tabii.. bir sürü şey geçiyor aklımdan.. bakıyorum, okuyorum yazdıklarını.. inanamıyorum.. şaşırıyorum.. insana belki de bir(bir)ini hiç tanımış olduğunu düşünmek kötü hissettiriyor.. aslında bir yandan da şunu biliyorum ki; kızgınlık çok şey yaptırır.. çok şey söyletir. sırf o yüzden kalbim tamamen buz bağlamıyor..

bi an gelicek inanıyorum buna sen ister inan ister karşı çık! bence o haksızlık, insanın karşısındakini nasıl incittiği dökülecek ortaya.. ve kişinin, karşısındakini nasıl biliyorsa sadece öyle olduğu.. anlaşılacak ama bu senaryoda belli ki geç olacak..

"ben de değer verdiğim birini kaybettim ama ölmedi. sadece uzaklara gitti "

3/06/2011

şehir.



martaltı.


erkeğim değilsin artık başka kadınların var.

3/05/2011

yol acik! hava da oyle.. yolda bazi yerlerde asfalttan aydinlik yansiyor. gunes pencereden yuzume dokundugu kadariyla isitiyor /senin gibi isitmiyor ama!/ sagli sollu yesillik. senden geri sayiyorum evime cikiyor. sarkim beyaz. kulagimda santana ' we can live as one '. kim söyleyecek this is 'game of love' demesi gerektigini?

3/04/2011


bi de keşke insanlar inandığım gibi kalsalar..

dört.

işten çıkıp uyumak ta ayrı güzellikmiş canım,
ay bi kahve falan mı yapsaydım napsaydım! neyse yapmiim da geceyi iyice katletmiim.. yarın bana yollar uzun.. dua edin benim için de hasta olmiim..

siz napıyosunuz?
iyi günler başlar belki bu soğuklarla, mümkün mü? ben belki evimin kuşu olmaktan çıkarım, arkadaşlarıma daha çok zaman ayırırım..
bi fırsat yaratıp ikea ya gidebilsem keşke.. şu tv dolabını değiştirsem.. oldu olcak bi de tv alabilsem.. tv keyfim olsa.. galiba artık kaçınılmz oldu.. çoooook uzun zamandır karşı koyuyorum ama yumurta kapıda galiba..

duygusal işler mi?
işte onları anlayacak güçte değilim. affedecek güçte de..

3/02/2011

you wear those shoes and I will wear that dress.

hello,
how do you do? :p

günlerdir çeşitli üzüntü / sıkıntı / keyifsiz şeylerin içindeyim. öyle genel şeyler değil. hepsi spesifik olaylar. her biri başka bir başlıkta. birbirinden bağımsız ama etkileri bir araya gelince oldukça ağır olanlardan.

içimden konuşuyorum hepsiyle ilgili. uyandığımda aklıma düşen kırgınlıklara, sorulara sanki o/onlar sormuş gibi yanıtlar veriyorum.. huzursuzluk. bilirsiniz bu huzursuzluğu. çok net bir olaya odaklanmadığınızda sürekli anlatırsınız sanki karşınızdaymış(lar) gibi.. tartışırsınız, barışırsınız düşüncelerde.. her yola çıkar aklınızdaki konuşmalar.

oysa gerçek hayatta boyle olmaz. kimi durumda yanıt vermezsiniz. kimi durumda yanıt vermeniz mümkün olmaz. evet “mümkün olmaz". karşınızdaki herşeyi bilir; as-üs ilişkileri. herşeyi ağzınıza tıkar. siz yaparsınız kendine pay biçer, gözünüzün önünde alır kıvırır çevirir bir bakmışsınız olay almış yürmüş siz geride kalmışsınız.

...
bir de hayatımız boyunca yaşadığımız hayal kırıklıkları var. onları biriktirir birikirir yeni birinde istemesekte çıkarırız su yüzüne. öyle böyle biriktirmek değil, alıp katlayıp şekillendirip çekmecemize koyarız. çekmeceyi açar bakarız zaman zaman. hayal kırıklığında hemen eskilerle karşılaştırırz. insan diil miyiz nasılsa, elbet birşeyler örtüşür. işte o an, neyi nasıl söylediğimiz bizi yansıtır. derler ya insanı kavgada ve tatilde tanırsınız diye. aynen öyle.

sen, ben farketmez.. bütün eski kötü hayal kırıklıklarını yenilere yüklediğimizde kaybetmeye mahkum oluruz.

 

3/01/2011

ya biz ayırırlarsa naparız o zaman?
:(

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...