11/07/2009

bienalde son iki!

cumartesileri seviyorum, tembellik yapmak gibisi yok (ve sanırım gittikçe daha çok alışıyorum buna). ama bugün uzun zamandır aklımın bir köşesinde kalan bişi yaptım: bienal. sondan ikinci gününde sonlanmadan.
havanın ışıltısında evde oturmamalıyım deyip bir gaz dışarı attım kendimi.


tekneyle karaköye ordan da yürüyerek antrepo 3'e vardım. bana göre uzun bir yolculuk oldu ama pes etmedim :) çok kalabalık diildi. ben de küçük adımlarla başladım gezmeye. tamamını gezemedim ama gezdiğim kadarıyla sizle paylaşacağım-tabi bol fotoğraflı bir yazı olacak tahmin edeceğiniz gibi.



Girer girmez biraz bakındıktan sonra Erkan Özgen'in Nefes videosunu izledim, ilginçti. Diyabakır ara sokaklarında yüzü yarı kapalı koşar adımlarla bir erkek, ancak varoşlara geldiğinde yüzündeki maskeyi çıkarıyor, panik ve huzursuzluk hissettirdi izlerken.





Zanny Begg / Şeker mi (Şaka mı)

aşağısı Dorothy Miller Gallery. burdaki herşeyi çok beğendim. alıp evime duvarıma asmak ne güzel olurdu! ilk fotoğrafta soldaki William Baziotes'e ait, 1947 yılından, sağdaki- ki favorim- Bradley Walker Tomlin /Broj 20, 1940 yılına ait.



yukarıdaki kedi (bence kedi) bir tablodan detay. bu haliyle daha çok hoşuma gitti. Willen De Kooning, 1950.



"hepimiz eroristiz" alanında açıkçası yalnız olduğum için buruktum, oysa aynı karede olmayı beraber bir fotoğraf çektirmeyi istediklerim vardı, tek başıma malesef olamadı!





ve işsiz işçiler serisi. sadece küçük kesitler. iki duvarda işsizler ordusu: " Sana yeni bir iş buldum! " 







Aydan Murtezaoğlu &Bülent Şangar ,2009

sanatçı Marwan; üç tablosu var ve isimsizler. pek sevdiklerimden üçü. ikinci fotoğraf yine -kısmen-detay.




Nilbar Güreş'in üç duvarda üç çalışması vardı: "İp". yine bazı detaylar bu çalışmalardan..





bu arada iki uyarı aldı lady: biri maketin orda (kendimden geçmişim hayranlıktan) diğeri de farklı bir alanda yerde -köyde traktör üstünü kapamada kullanılan benzeri- bi brandanın köşesine basmışım! hiç saygısızlık yapmak istemem değerli sanatçılara ama beni de aşan noktalar oluyor :)

yerlerde buruşturulmuş, çöp gibi etrafa atılmış kırmızı kağıt parçaları vardı, bunlar Sanja Ivekovic’in Türkiye raporuymuş. bu kağıt parçalarında, Türkiye’de kadına karşı ayrımcılık ve devletten gelecek yasal yaptırımların geciktirilmesi/geçiştirilmesi hakkında STK lar tarafından hazırlanan raporunun özeti yeralıyor, bir bilinç oluşturulması hedef anlaşılan; tabi öncelikle eğilip yerden alıp-kırışıklıkları düzeltip-okumak gerekiyor. güzel bir yaklaşım.


Lidia Blinova'nın El Süsleri serisini de beğendim. birkaç tanesini de sizle paylaşayım.



Cengiz Çekil'in Günce'sini (1976) atlamamalı: sade ama etkileyici.


en çok zaman geçirdiğim eser tam girişteki maket oldu: Wafa Hourani, Kalendiye 2087. ilk bakışta sadece bir maket olduğu izlenimine kapılıyorsunuz ama filistin mülteci kampının gelecekteki projeksiyonları!!!!! ..ve biraz ben :)












daha onlarca şey var.. bunlar paylaşabildiğim kısmı.
öpüldünüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...