4/25/2010

g.

ondokuzuncu yüzyıl avrupasında kadın ve erkekten bahsediyor biryerinde kitabın: "g."

"... kadının varlığı, kişinin ikiye bölünmesinin ve enerjisinin kendi içine dönmesinin bir sonucuydu. yalnız kalabileceği anları saymazsak, sürekli olarak kendi imgesiyle birlikteydi kadın. bir odada dolaşırken, babasının ölümüne ağlarken, kendini dolaşır ve ağlar görmekten geri duramazdı. çocukluk yıllarından başlayarak benliğini sürekli göz altında tutması öğretilmişti ona, buna inandırılmıştı. böylece kişiliğindeki gözlemleyen ve gözlemlenen yanları, kadın kimliğinin tamamlayıcı ama apayrı iki öğesi sayagelmişti.
kadın her özelliğini, her yaptığını gözlemlemek zorundaydı, çünkü benliğini bulmasında, başkalarına dahası erkeklere nasıl göründüğü büyük önem taşıyordu.
aslına ne olduğu bilinci, başka birinin değerlendirmesiyle ne olduğu bilincine bırakmıştı yerini. ancak başka birini hoşnut edince yaşamı ve yaşadıkları anlamlı geliyordu ona.

yaşaması için başka birinin yaşamına yerleşmesi şarttı."

....

"toplumsal görenek kadının kendisine yanaşan erkeği "tersler gibi yapmasını bekler". kıpkırmızı kesilip arkasını dönecek ama aynı zamanda gerdanlığıyla oynayacak, göğüslerine ara sıra attığı bakış kadar yumuşak bir hareketle gerdanlığını tutup tutup boynuna bırakacaktır."

.....

siz kendinize ayırdığınız mesainin ne kadarını düşünmekle geçiriyorsunuz?

...

"kadın ya da erkek her aşık, kendini karşısındakinin sınırsız özgürlüğünün bilinçli bir seçimi olarak görüyordu, aynı zamanda da o ana kadar bunca kısıtlı olan kişisel özgürlüğünün neden sonra onun yüce sevgisinde kesin bir güvence bulduğuna içten inanıyordu. bundan ötürü, aşıklar için evlilik, kişisel özgürlüğe kavuşmak demekti. gelgelelim kadın, bu kanıya varır varmaz (resmi nişandan bile çok önce) tek amaçlılığını, bütünlenmiş duygusunu yitiriyordu. artık kendisini, geleceğin nişanlısı, geleceğin eşi, gelecekte x'ten doğacak çocukların anası kimliğiyle gözlemlemek zorundaydı. " *

...

ben baya bi mesai harcıyorum. azaltmak istiyorum ama! o benzer düşüncelerde boğulduğum zamanları başka bir şekilde geçirmeyi istiyorum aslında. ama pek olamıyo.. dalıyorum derin düşüncelere. her seferinde farklı bir yanıt bulup sonuca bi de o taraftan ulaşmaya çalışıyorum.

...bi de tersler gibi yapıyorum.

*(g./ john berger)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...