1/19/2011

siz ve ben.

ben bazen hiç tanımadığım insanları özlüyorum. mesela sizi özlüyorum bayım.

evet en çok sizi.

sizi daha yeni(!) tanıdım. şu karşıdaki binada çalışıyorsunuz. odanızın küçük bir camı var. hergün olmasa da birkaç günde bir suluyorsunuz o masanızın cama yakın köşesindeki çiçeği. malum artık pencere pervazlarına çiçekleri dizmek pek mümkün olamıyor. düşer falan alimallah!

kara gözlerinizi özlüyorum. esmer teninizi. bana dokunduğunuzdaki halini parmaklarınızın ucunun. kendinize çektiğinizdeki elinizi. belimi kavradığınızdaki kolunuzu.

sonra sesinizi özlüyorum. sanki her an bana beni sevdiğinizi söyleyecekmişsiniz gibi. oysa dilinizden her melodinin dökülmesi mümkün. daha önce de mırıldandığınız gibi kulağıma..

tesadüf bu ya; aynı yerden kahve alırken hemen yanımdan geçtiğinizde bende bıraktığınız heyecanı özlüyorum. o an burnuma çalınan kokunuzu özlüyorum. haftada bir yada günde birkaç kez karşılaşmamızı özlüyorum.

ben sizin tadınızı özlüyorum.
size ait olmayı özlüyorum.

bayım ben sizi özlüyorum.

3 yorum:

daha önce nolmuş ki?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...